Sahte Ünvanlar, Gerçek Utanç

Sahte Ünvanlar, Gerçek Utanç
Bu milletin hafızası zayıf değildir.
Bugün susar, yarın unutur sananlar büyük yanılır.
Bir dönem sadece dosyalar değil,
ünvanlar da kiraya verildi.
********** Başkanlığı nüfuzunu arkasına alıp
kapı açtıranlar, telefonla iş çözenler,
“Benim arkam sağlam” diyerek hukuku ezenler…
Evet, bu millet sahte ******** Başkanı nüfuzunu kullananları unutmadı.
O günlerde kartvizitler konuştu,
isimler tehdit oldu,
makamlar sopa gibi kullanıldı.
“Yukarıdan tanıdığım var” diyenler
adaleti ayaklar altına aldı.
Soruyoruz:
O nüfuz kimin adına kullanıldı?
Kimler korunmak istendi?
Hangi dosyalar bu sahte güçle yön değiştirdi?
Bugün ortalıkta görünmeyenler,
o gün en önde yürüyordu.
Bugün “bilmiyorum” diyenler,
o gün “hallederiz” diyordu.
Bu bir iddia değil,
bu bir toplumsal hafıza kaydıdır.
************ eliyle örtülen dosyalar,
sahte ünvanlarla bastırılan adalet,
algıyla yönetilen yargı düzeni…
Hepsi aynı zincirin halkasıydı.
Ve şunu herkes bilsin:
Ünvanlar gider,
güç dağılır,
telefonlar susar…
Ama yapılanlar defterden silinmez.
Bu millet gerçek ****** Başkanını da bilir,
sahte nüfuz kullananı da.
Ve gün gelir,
o sahte güçle yapılan her iş,
sahibinin önüne dosya dosya konur.
Çünkü adalet gecikir belki,
ama asla unutmayan tek makamdır.
-----------------------------------------------------
Sahte Ünvanlar, Kirli Nüfuz ve Gelecek Hesap
Bu milletin hafızasıyla kimse alay etmesin.
Dosyalar kapanır sanıldı,
ünvanlar arkasına sığınıldı,
telefonlarla adalet yönlendirilir zannedildi.
Bir dönem sadece altın çocuklar değil,
************ Başkanlığı nüfuzu da kullanıldı.
Gerçek olmayan güçle gerçek işler yaptırıldı.
“Yukarıyı tanıyoruz” denildi,
hukuk susturuldu.
Bu millet sahte *********** Başkanı nüfuzunu kullananları unutmadı.
Unutmaz da.
Bugün sessiz olanlar şunu iyi bilsin:
******** Başkanlığı bir kartvizit değildir,
bir tehdit aracı hiç değildir.
O makamın adını kullanarak iş çevirenler,
sadece hukuku değil, devleti de yaralar.
Ve şundan kimsenin şüphesi olmasın:
Gerçek ********** Başkanı,
adının ve makamının nasıl istismar edildiğini duyar.
Duyduğunda da
gereğini yapar.
Çünkü devlet kişilere benzemez.
Geç kalır ama vazgeçmez.
Bugün örtülen dosyalar,
yarın başka bir raftan iner.
Altın çocuk eliyle görmezden gelinenler,
sahte nüfuzla bastırılanlar,
algıyla susturulanlar…
Hepsi kayıt altındadır.
Ve o kayıtlar bir gün açıldığında,
“Ben yapmadım” diyenler
en çok yapılanların altında kalır.
Bu bir tehdit değil,
bu devlet hafızasının gerçeğidir.
Unutmayın:
Sahte güçle yapılan her iş,
gerçek makamın önüne
delil delil konur.
Ve adalet,
en çok da kendisini kullananlardan
hesap sorar.********************