İYİ İNSAN OLMAK – ZOR OLANI KOLAY GİBİ YAŞAYABİLMEK

Belki azlar, belki yorgunlar… Ama dünya hâlâ dönüyorsa, onların yüzü suyu hürmetinedir.

52 0

Sinan Öztaş

Sinan Öztaş

İYİ İNSAN OLMAK – ZOR OLANI KOLAY GİBİ YAŞAYABİLMEK

Hayatın içinde hep konuşulan ama en çok eksikliği hissedilen bir konu var: iyi insan olmak.
Sokakta, işte, ailede, trafikte, devlet dairesinde… herkes birbirinden şikâyetçi ama pek azı dönüp aynaya bakıyor. Çünkü iyilik zor iş. Haklıyken susmak gerekebilir, güçlüyken adil kalmak gerekebilir, kimse görmüyorken de yanlış yapmamak gerekebilir.

İşte bu yüzden, iyi insan olmak herkesin değil; olmak için çabalayanların işidir.

?

Bazıları iyiliği, kibarlıkla karıştırıyor. Güler yüzlü olmak, selam vermek, teşekkür etmek elbette güzeldir. Ama iyi insan olmanın özü bunlar değil.
Asıl mesele, menfaatinle çeliştiğinde hâlâ iyi kalıp kalamadığındır.

Birine iyilik yapıp fotoğrafını paylaşmak mı?
Yoksa gizlice, kimse bilmeden bir hayatı kolaylaştırmak mı?

Vicdanın nerede olduğunu cevaplayan işte tam da budur.

?

İyi insanın en belirgin özelliği adalettir.
Düşmanına da hakkını verir, sevdiğine de torpil yapmaz.
Yakınına ayrı, uzağa ayrı terazisi yoktur.
Haklıyı korumak için yanına kim düşerse düşsün, durduğu yer değişmez.

Çünkü bilir: “Güç bende, öyleyse hak da bende” demek zalimin cümlesidir.

?

Empati de iyiliğin sütunlarından biridir.
Başkasının yarasına dokunabilmektir mesele.
Yoksulluğu görünce “tembellikten” demek kolaydır.
İhtiyacı görünce “hak etmemiştir” demek kolaydır.
Ama iyi insan kolay olana değil, doğru olana bakar.

Sokakta titreyen kediyi gördüğünde üşür,
Yalnız kalmış yaşlıyı gördüğünde içi burkulur,
Yanlış anlaşılmış insanı gördüğünde savunma isteği doğar.

Çünkü kalbi çalışır.

?

İnsan en çok gücü sınavında belli olur derler.
Para, mevki, ün, çevre… iyi insanı bozmaz; kötü insanı büyütür.
Zenginleştiğinde değişmeyen, unutulduğunda kırılmayan, öfkelendiğinde zulmetmeyen kişi karakter sahibidir.

Belki de asıl iyilik, kimsenin bizi mecbur bırakmadığı anda seçtiğimiz davranıştır.

?

Dünya kötü insanlar yüzünden değil, iyi olmayı bırakmış insanlar yüzünden kötülüğe doğru sürükleniyor.
Herkes “herkes kötü” diye kendini korumaya alıyor.
Güvensizlik, yorgunluk, hayal kırıklığı… derken insanlar iyiliği lüks zannetmeye başlıyor.

Oysa iyilik bir lüks değil, nefes gibi bir ihtiyaçtır.

Bir insan iyi olduğu için değil, iyi olmaya çalıştığı için değerlidir.
Çünkü iyilik, peygamberlerin, filozofların, büyük insanların değil; sıradan insanların günlük hayatında anlam kazanır.

Çöpü çöpe atan memur,
Harcama yetkisini suistimal etmeyen yönetici,
Emeği görünmeyeni gören öğretmen,
Kendisine benzemeyeni hor görmeyen vatandaş…

İyi insan dünyanın gidişatını afişlerle değil, sessiz davranışlarıyla düzeltir.

?

Son söz şu olsun:

Bir gün herkesin kötüleşmek için bahaneleri olacak.
İyi insanlar ise her şeye rağmen iyi kalmayı seçecek.

Belki azlar, belki yorgunlar…
Ama dünya hâlâ dönüyorsa, onların yüzü suyu hürmetinedir.

Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.